Havvâ Lilith Mi?
Bugün sabah işe gitmeden önce, kahvemi yudumlarken aklıma takıldı. Havvâ ve Lilith… İki kadın, iki figür, iki farklı anlam. Bir yanda cennetten kovulan, asi bir kadın; diğer yanda yaratılışın ilk kadını, saf ve masum. İkisi de çok güçlü semboller, çok farklı mitolojik figürler. Ama neden bu iki ismi birbirine bu kadar yakın hissediyorum? Havvâ Lilith mi, yoksa çok farklı mı? Hadi bunu birlikte keşfedelim.
Havvâ ve Lilith: İki Kadın, İki Hikâye
Havvâ, bildiğimiz gibi, Adem’in eşi olarak Tanrı tarafından yaratılan ilk kadındır. Cennet’teki yasak meyveyi Adem’le birlikte yiyip cennetten kovulmalarına sebep olan o meşhur “ilk günah” hikayesiyle tanınır. Peki, Lilith kimdir? Lilith, daha çok halk mitolojisinde ve bazı eski yazıtlarda kendine yer bulan bir figürdür. Ancak ilginçtir ki, Lilith, Havvâ’dan önce Adem’in eşi olarak tasvir edilir. Yani, ona göre, Havvâ’nın ‘ilk kadın’ olma sıfatı, Lilith’ten alınmıştır. Ama Lilith ne yapmıştır? Bütün bu yasaklara, kurallara karşı çıkarak Tanrı’dan ve Adem’den ayrılmaya karar vermiştir. Cennet’ten kovulmuş, dünyada kaybolmuş ve bazı eski metinlerde demonik bir varlık olarak betimlenmiştir.
Havvâ’nın Masumiyeti, Lilith’in Asi Ruhuyla Çatışıyor
Şimdi şöyle düşünün: Eğer bir kadın olarak Havvâ ve Lilith arasında seçim yapmanız gerekse, hangisini tercih ederdiniz? Havvâ, masumiyetin, saf olmanın ve tanrısal yasaklara boyun eğmenin sembolüdür. Ama Lilith… O, başkaldırının, özgürlüğün ve kendi yolunu seçmenin simgesidir. Havvâ’nın hikayesi, bizim modern toplumda sıkça karşılaştığımız “Kadın, sana verilen rolü oyna” mesajıyla ilişkilendirilebilir. Oysa Lilith, belki de kadınların toplumun dayatmalarına karşı geldiği bir figürdür. Bu anlamda, bazen kendimi Lilith gibi hissediyorum. Örneğin iş yerinde ya da sosyal çevremde bazen “Kadın olmanın kuralları”nı sorgulamak istiyorum. Neden her şeyin bir şekli, bir kuralı olmak zorunda? Bazen içimdeki asi ses Lilith gibi bağırıyor, “Ben kendi yolumu çizeceğim!”
Havvâ ve Lilith: Modern Dünyada Nasıl Karşılaşıyoruz?
Peki ya günümüzde? Modern dünyada, Lilith ve Havvâ’nın etkilerini hâlâ hissediyoruz. İster toplumda ister iş yerinde, bazen bir kadına “iyi bir eş” ya da “annelik” gibi roller yükleniyor. Havvâ’nın hikayesindeki gibi. Ama bir yandan da, Lilith gibi kadınlar, toplumsal normlara karşı çıkıp kendi kimliklerini yaratmaya çalışıyorlar. Bir arkadaşım vardı, iş yerinde her zaman fikirlerini özgürce savunurdu. Hiçbir kural onu korkutmazdı. Bazen hepimiz, özellikle kadınlar, toplumun dayattığı rolleri sorgulamaktan çekiniriz. İşte o zaman Lilith’i hatırlamak lazım. Kimse bizi köle gibi kabul etmeyecek, biz kendimizi özgür hissetmek istiyoruz!
Havvâ ile Lilith’in Savaşımı: Toplumun Kadınlara Bakışı
Havvâ ve Lilith arasındaki bu savaşım, aslında toplumsal bir çatışmanın da yansıması. Hepimiz bir şekilde, özellikle kadınlar, hem “toplumun kurallarına uyan” hem de “kendi kimliklerine sahip çıkmaya çalışan” figürleriz. Bir yanda masumiyet ve itaatin sembolü olan Havvâ, diğer yanda özgürlüğü simgeleyen Lilith. Aslında bu iki figür, her kadının içinde var olan farklı yönleri temsil ediyor. Bir yanda sevilmek, kabul edilmek ve toplum tarafından takdir edilmek isteyen bir Havvâ duygusu, diğer yanda özgürlük, bağımsızlık ve kendi yolunu seçme isteğiyle yoğrulmuş bir Lilith duygusu… Bazen kendimi “bu ikisi arasında kalmış bir kadın” gibi hissediyorum. Ne zaman bir konuda başkaldırmak istesem, içimdeki Lilith’i hissediyorum. Ama bazen de o eski kalıplara uymak, toplumun “iyi kadın” tanımına girmek istiyorum. Belki de bu dengeyi bulmak zor.
Sonuç Olarak: Havvâ ve Lilith’ten Ne Öğrenebiliriz?
Havvâ ve Lilith’in hikayeleri, aslında kadın kimliğinin evrimini yansıtan semboller gibi. Bir yanda kurallar, bir yanda özgürlük. Her kadının içinde bu iki figür de var. Bazen, toplumsal baskılar ve geleneksel rollere karşı çıkmak için Lilith gibi olmak gerekir. Ancak bazen de, bu dünyada kendi yerimizi bulmak, etrafımızdaki insanlarla uyum içinde olmak için, Havvâ gibi olmanın gerekliliği vardır. Her iki figür de, bir kadının hayatındaki zorlukların ve dönüm noktalarının sembolüdür. Sonuçta, belki de önemli olan, ikisini de dengede tutabilmek. Hem dünyaya, hem de kendimize karşı dürüst olmak. Kendi içimizdeki Havvâ ve Lilith’i kabul edebilmek, belki de gerçek özgürlük budur.